Nazilerin Filistin’e ilgisi araştırma konusu oldu
8 Ocak 2008Almanya’da Filistinliler’in Nasyonalsosyalizm’e bakış açıları tartışıldığında ortaya hep bir isim çıkar: Kudüs Müftüsü Hacı Emin el Hüseyni. El Hüseyni yahudi düşmanı ve ateşli bir Nazi taraftarıydı. Naziler’le 1930’lu yıllarda başlattığı işbirliğini 1941’den itibaren Almanya’da devam ettirmişti. Berlin’li tarihçi Rene Wildangel ‘mihver ile manda arasında’ adlı son kitabında, ünü kötüye çıkan Kudüs Müftüsü’nün tarihteki rolünü araştırıyor.
“Yahudi düşmanı olup Nazilerle işbirliği yapıp yapmadığı önemli değil. Öyle olduğu zaten ortada. Önemli olan, Nazilerle birlikte çalışmak için Almanya’ya gelmiş tek bir şahısla ilgilenmek yerine Filistin’de neler olup bittiğinin araştırılması olmalı.’
Rene Wildangel’in tarihi araştırması da tarihi gelişmelerin Filistin açısından nasıl değerlendirildiği üzerine bina edilmiş. Berlinli tarihçi meslektaşlarının bu konuyu uzun süre ihmal ettiklerini söylüyor. Alman, İngiliz ya da İsrail kaynaklarına dayanan bundan önceki araştırmaların tümü, Hitler’in Filistin’de sınırsız destek gördüğü ve bütün Filistin halkının Yahudi düşmanı olduğu sonucuna varıyor. Yani Kudüs müftüsü bütün Filistinliler’in sesi yerine geçiyor. Tarihçi Wildangel kitabında bu kanının doğruluk derecesini araştırmış: “Alman istihbaratı ve SS kaynaklarına dayanarak araştırdığınızda ortaya çarpık bir manzara çıkıyor. Çünkü bu kurumların işlevi propagandaya yani gerçekleri çarpıtmaya göre ayarlanmış.”
Hitler’in görüşleri
Alman tarihçi Filistin arşivlerine uzanarak Nasyonalsosyalizm döneminin bu topraklarda nasıl algılandığını objektif bir şekilde incelemiş. Adolf Hitler’in kişiliği, Almanlar’ın milliyetçilik heyecanı ve Hitler’in kitleler üzerindeki etkisi hayranlık uyandırmış. Nasyonalsosyalist sloganlar da kısmen beğenilmiş. Ama Yahudi aleyhtarı olduğu değil, sömürgeci İngilizler’i hedef aldığı için. Yani Filistinliler de, ‘düşmanımın düşmanı, dostumdur’ demiş. Nasyonalsosyalist rejim ve hedefleri Filistin basınına bütün detaylarıyla yansımış, tartışılmış ve gazete okuyanlar Hitler’in gerçek amaçları hakkında bilgi sahibi olmuş. Irkçılığın Araplar için de geçerli olduğu gözden kaçmamış. Nazi Almanyası Filistin’e, sömürgeci İngilizlerle mücadelede desteklenmesi gerektiği için değil, Alman Yahudileri’nin göç etmeleri nedeniyle ilgi duymuş. Tarihçi Wilangel bütün Filistin halkının Nazi taraftarı olarak gösterilmesine 1945 sonrasındaki gelişmelerin neden olduğu inancında: “Ortadoğu’da nefret arttıkça tarihi klişeleri lanse etmek kolaylaşıyor. İsrailli yazarlar hep Kudüs Müftüsü’nü örnek gösterirken, Araplar da Yahudi düşmanlığı ve holocaustla ilgilenmiyorlar.”
Tarihi yanılgılar
Rene Wildangel tarihi yanılgıların günümüzde tutarsız siyasi tezlere dönüştürülmesinden şikayetçi. Gerçeklere daha fazla yaklaşma denemesinin siyasi dümen suyuna girip taraf olma tehlikkesine yol açtığını da inkar etmiyor: “Aslında günümüzün tartışmalarının dışında kalmak istemem. Ortadoğu ihtilafı bir meşruiyet kavgasıdır. Karşılıklı suçlamalar ve karşı tarafın tarihi gerçeklerini görmezlikten gelme alışkanlığı ihtilafı büyütüyor. Bu kısır döngü kırılamadığı sürece anlaşmazlık sarmalından kurtulmak mümkün olmayacaktır.”