1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

28.08.2009 - Alman basınından özetler

28 Ağustos 2009

Almanya’da bugün yayımlanan günlük gazetelerde İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Berlin'de mevkidaşı Angela Merkel'le yaptığı temaslar, Ortadoğu barış süreci ve ekonomik duruma ilişkin yorumlar göze çarpıyor.

https://p.dw.com/p/JJnv
Fotoğraf: AP

Almanya’nın ulusal gazetelerinden Süddeutsche Zeitung, Başbakan Angela Merkel’in, Ortadoğu’da barışın sağlanabilmesi için Yahudi yerleşim birimleri inşaatının durdurulmasını istemesini şu şekilde yorumluyor.

“Benyamin Netanyahu, Yahudi yerleşim birimleri meselesini ikinci derecede önem taşıyan bir konuymuş gibi sunmaya çalışarak, Başbakan Angela Merkel’i net bir tavır almaya zorladı:Yerleşim yerleri meselesinde İsrail’in harekete geçmesini talep etmek ve bu sorun çözülmeden barış görüşmelerine yeniden başlanmasının mümkün olmadığını açıkça söylemek zorunda kaldı. Elbette, Almanya’nın etkisi sınırlı kalıyor. Ancak İsrail dostu olan Merkel’in bu sözleri, Netanyahu’ya diplomatik ilişkilerin ne kadar sıkı olduğunu da gösterdi. Bu durumda Almanya’nın sorumluluğu çekimser bir tutum izlememesini zorunlu kılıyor. Almanya’nın daha açık olması gerekiyor.”

Yine aynı konuyla ilgili yorumda, Frankfurter Allgemeine Zeitung'da şu satırlar yer alıyor.

“Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim birimleri, koruma altındaki bağlantı yolları ve kontrol noktaları, Batı Şeria’yı parçalara ayırarak, ekonomik açıdan yaşanmaz bir hale getiriyor. Bu durum, istikrarlı bir devletin kurulmasını da engelliyor. Bunu da öncelikle bölgedeki durumu en iyi bilen İsrail’in görmesi gerekiyor. İki devletli çözüm için yürütülen siyaset bir yanda, adını İncil’den alan Yudea ve Samarya’ya, (yani Batı Şeria’daki yerleşim birimlerine) olan inançsa diğer yanda. Bir rahibin kızı olan Almanya Başbakanı bile böyle bir düğümü çözemiyor. Fakat Merkel, İsrail’i yumuşak bir şekilde eleştirmekten kaçınmadı, çünkü daha önce İsrail’in varlığını tanıdığını kesin bir şekilde göstermişti.”

Almanya’nın güney batısında yayımlanan Mannheimer Morgen gazetesi ise Netanyahu’nun Merkel ile görüşmesinde İran konusunu gündeme getirmesini ele alıyor.

“Netanyahu Berlin’de elindeki İran kozunu da oynadı. İsrail’in fanatik mollalardan korkması, paranoyaklık değil. Bu mollalar, Yahudilerden nefret ediyor. İsrail’in, Yahudi soykırımı nedeniyle aralarında bir kader birliği olan Almanya’ya İran konusunda güvenmesi ise şaşırtıcı değil. İsrail, aynı zamanda İran tehdidini, Filistinlilerle yapılan barış görüşmelerini sürüncemede bırakmak için bir bahane olarak kullanıyor. Göreve geldiğinde Netanyahu’yu sert bir şekilde eleştiren ABD Başkanı Obama bile önceliklerini yeniden belirledi: Filistinliler artık Obama için o kadar önemli değil. Netanyahu da yeni stratejisini bunun üzerine kuruyor.”

Basın turumuza ekonomik duruma ilişkin bir yorumla devam ediyoruz. Nürnberg merkezli Alman Tüketim Araştırmaları Enstitüsü’nün raporuna göre, Almanya'da tüketiciler ekonomik krizin geçtiğine inanıyor. Müncher Merkur gazetesi ise yorumunda bu konuda uyarıda bulunuyor.

“Almanya’da birçok vatandaş, krizi henüz tam anlamıyla hissetmiyor. Hükümetin ekonomik durumu düzeltmek için aldığı önlemler işe yaradı: Hurda priminden yararlanmak isteyenler, yeni bir araç alabilmek için otomobil galerilerine hücum etti, yapılan vergi indirimleri vatandaşın bütçesini rahatlattı ve çalışma saatlerinin düşürülmesi işsizliği frenledi. Ancak hazırlanan 'acil önlem programı' uzun vadede ne yazık ki işe yaramayacak. Hurda araç primi ödemelerinin süresi dolduğu (ya da ayrılan kaynağın bittiği) zaman, otomotiv sektörü bir sarsıntı geçirecek, (27 Eylül'deki) parlamento seçimlerinin ardından, siyasetçilerin vatandaşa hediye ettiği vergi indiriminden büyük ölçüde vazgeçilecek ve çalışma saatlerinin düşürülmesi istihdam piyasasının kısa bir süre için nefes almasını sağlayacak. Geriye reel ekonominin yeniden canlanmasını ümit etmekten başka bir şey kalmayacak. Genel ekonomik havanın, gerçek ekonomik durumdan daha iyi olduğu ancak kanıtlanabilir.”

Derleyen: Jülide Danışman


Editör: Murat Çelikkafa