1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB ortak göç politikası arıyor

Christoph Hasselbach / Deutsche Welle 27 Mart 2009

Yıllardır binlerce Afrikalı, hayati tehlikeyi göze alıp kendini Avrupa'ya atmaya çalışıyor. Sorunun giderek büyüdüğünü gören Avrupa Birliği ise tutarlı bir mülteci politikası oluşturma çabasında...

https://p.dw.com/p/HKLD

Yıllardır binlerce Afrikalı, hayati tehlikeyi göze alıp kendini Avrupa'ya atmaya çalışıyor. Sorunun giderek büyüdüğünü gören Avrupa Birliği ise tutarlı bir mülteci politikası oluşturma çabasında…

AB Komisyonu'nun Adalet ve İçişlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Jacques Barrot, kısa bir süre önce Lampedusa ve Malta'daki mülteci kamplarına yaptığı ziyaret sırasında, gördükleri karşısında dehşete düştü. Konunun ciddiyetine dikkat çeken Komisyon sözcüsü Johannes Laitenberger de, AB ülkelerini yardıma çağırdı. Laitenberger Komisyon’un, mültecilerle bu durumun sona ermesini isteyen AB ülkeleri arasında dayanışma sağlanmasına yardımcı olmaya çalıştığını belirtti.

Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble 2005 yılında, AB'deki mülteci sorununun çözülebilmesi için etkin bir sınır kontrolünün yanında göçe neden olan sebeplerin ortadan kaldırılması gerektiğine dikkat çekmişti. Schäuble bunun da ancak komşu ülkelerle dayanışma içinde gerçekleştirilebileceğini savunmuştu.

AB’nin göç politikasına eleştiri


Avrupa Birliği de son birkaç yıldır bu amaçla çalışıp, göç dalgasını başlamadan önlemeye çabalıyor. Ancak birçok kişi, AB'nin göç politikasının “savunma”, yani mültecileri Avrupa'dan uzak tutma amaçlı olduğu görüşünde. Bu eleştiriyi getirenlerden biri de, BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres. Daha iyi bir korumanın ve mültecilere kendi ülkelerinde uzun vadeli çözümler sunmanın çok saygın hedefler olduğunun altını çizen Guterres, ancak bunun, sığınma ihtiyacı olanlara Avrupa'nın sırt çevirmesi noktasına varmaması gerektiğini söyledi. Guterres, Avrupa sığınılabilecek bir kıtadır ve öyle de kalmalıdır, dedi.

“Lampedusa'da hiçbir ilerleme yok”

Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin Avrupa Parlamentosu milletvekili ve insan hakları hukuku uzmanı Wolfgang Kreissl Dörfler, bundan dört yıl önce bir grup parlamenterle Lampedusa'yı ziyaret etmişti. Kreissl Dörfler, o zamandan bu yana hiçbir ilerleme kaydedilmediği görüşünde. Ona göre, resmi makamlar, tüm mültecilere en başından yasadışı yaftası yapıştırmaya çalışıyor. Ekonomik nedenlerle göç edenlerle, sığınma talep edebilecek şartlara haiz olanların aynı kefeye konulduğunu belirten Kreissl Dörfler; gerçekten sığınmaya ihtiyaç duyanlara çoğu zaman sığınma talep etme şansı tanınmadığını belirtiyor. Örneğin Yunanistan ve İtalya'da bu kişilerin önce güvenlik nedeniyle gözaltına alındıklarını, ardındansa sınır dışı edildiklerini sözlerine ekliyor.

“Akılları başlarına geldi”

Kreissl Dörfler, Komisyon'un, İtalya gibi ülkelere bu konudaki sorumluluklarını hatırlatmak için yeterli girişimde bulunmadığı görüşünde. Sosyal Demokrat politikacı, hep sözü edilen dayanışmanın mültecilerden esirgenmesinden de şikâyetçi. Kreissl Dörfler, AB’nin çok daha fazla şey yapabileceğini belirtiyor. Bunlardan biri, her ülkenin belli bir mülteci kontenjanı belirlemesi ve mültecilerin üye ülkeler arasında paylaştırılması. Ancak Kreissl Dörfler'e göre ülkeler bu gibi sorunlarla kendileri yüzleşmeden, başkalarına yardım etmeyi akılarına getiremiyorlar. Kreissl Dörfler, 1990'larda Almanya'ya yılda 280 bin mülteci gelirken kılını kıpırdatmayan AB’deki ortaklarının, aynı duruma düştüklerinde akıllarının başlarına geldiğine dikkat çekiyor.

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik